
soluğumda canı var
nefesime katar içerim
suya hasret vahalar berduşu
yaralar benliği
içli saatlerin
zamansız zembereği
ne zaman çalar
ne zaman durur
içimin duraksız yolculuğu
gideri var sonu yok
diyesi var sözü yok
ne haberi
ne kapısı
ne kolu
düşler vahası
bir sabah daha
yokluğuna açılan
dünya perdesi
pervazı var
camı var
üzerimde açılmayan gözü
yürümeyi unutmuş ayakları
canlanır
iki kol
bir kucak
dünyam uyanır
umudu terkisine koyar
kucağıma nesnel özlemi
yanağıma hasretin
ıslak imzasını atar
bir sabah daha doğar
umudu koştura koştura
sevdayı dillendire dillendire
aşkı soluklandıra soluklandıra