Sevgi Dostlar…
İçinde bulunduğumuz sıkıntılı süreç nedeniyle malumunuz hepimiz günün büyük kısmını evlerimizde geçirmeye başladık. İnsanı daraltan bu mecburiyet ortamı içinde hazır olanı tüketen birey olmaktan yavaş yavaş çıkıp, eskisi gibi evlerin içinde üretkenliğimizi de ön plana çıkarır olduk.
Bilhassa son bir haftadır çevremdeki bütün herkes ev halleriyle ilgili dolu dolu şeyler anlatmaya başladı. Sohbet ortamlarının genişlediği, çocukların oyunlarına tüm ev halkının eşlik etmeye başladığı, örgü teçhizatlarının ortaya çıktığı, ömrünü tüketmiş malzemelerden yeni yeni şeyler yapılmaya başlandığı, okuma zamanlarının arttığı, uzun zaman sonra insanların tekrar kalemi eline alarak yazmaya başladığı bir hayatı yaşamaya başladık.
Elbette ev hayatımızda sadece bunlar olmadı. Bilhassa mutfaklarda büyük gelişimler yaşandı. Abartısız tartıda hepimiz birkaç kilo üstüne koyar olduk. Tabiki ki bu zenginlik eskiyle olan bağımızı da iyice güçlendirdi. Akşamları tarhana çorbası sofrada daimi oldu, yemekten sıkılınca cılbır yumurta ile ekmekler tüm tüm yendi ve sıra yemişe gelince bıldır senenin buğdayından kavurga çok iyi atıştırmalık oldu.
Haliyle eski hikayalerin ortaya çıkması da cabası. Herkes nefessiz maziden geçmiş günleri anlatmaya başladı. Kimi güldüren, kimi üzen, kimi ağlatan, kimi de özleten…
İşte böyle güzel dostlar insanoğlu her şeye çabuk alışıyor. Virüs dünyamıza gireli evler korunağımız oldu. Zor günler geçirdiğimiz bu zamanlarda bazı unutulmaya yüz tutanlarımızın da artarak çoğalması solgun benizlerimize biraz neşe olacağı muhakkak.
Son olarak sözü sizlere bırakıp çoğaltamak adına bir maniyle yazımı noktalamak istiyorum.
Tilkiydin tavuk mu oldun
Şıhlardan sarık mı aldın
Bir mani de sen söyle
Ağzına kavut mu aldın
Sizlerden de mani bekliyoruz… 🙂
Bıldır : Geçen Yıl
Kavurga : Tahıl ürünlerinden yapılan yemiş
Kavut : Eskiden yokluk dönemlerinde ahlat ile arpanın değirmende çekilmesiyle oluşan unvari besinden yapılıp çiğnemesi ve yutması zor olan ekmek.
