
Bugünlerde rahmetli dedem geliyor anlattıklarıyla aklıma…
Savaş, kıtlık, bolca ölüm ve hüzün görmüş bir nesil olarak
dolunay olduğunda eskinden, evinden temkin edip hiç kimse çıkmazmış.
Olur da düşman teyyareleri üzerimizde uçarken ayın ışığıyla bizi görür vurur diye….
Ve şimdi belki de tüm şehirlerin üzerinde o günlerden kalma dolunay yalnızlığı
Onca ışıldayan rengarenk ışık içinde en kalabalık bildiğimiz köşede dahi kesiliyor nefes
Oysa daha düne kadar tahammülsüzlüklerimiz vardı hepimizin…
Ansızın değişen fikirler, nedensiz perdelerimizi indirip içimize kapanmalarımız ve kendimizce yoğrulmuş mayasız küskünlerimiz…
Şimdilerde anladık hüsran edecek hiç boşluğumuz yokmuş meğer.
Yine rahmetli dedem derdi;
Oğul bu bolluğun bir yokluğu olacak !
Yılan bile toprağı az az yalayarak yer bitmesin diye…
Sanırım görmezden geldik, duymaz olduk onca öngörüyü, şükürsüz kaldık kimi zaman ve sevgi de dahi müsriflik ettik hayat hep böyle neşemize denk gider sanarak…
Virüs bir kenara kabulü zor geliyor pek çok şeyden dolayı şu anın…
Hatırda canlanan her anı ah be dedirtiyor insana.
Keşkeler daha çok acıtıyor.
Pişmanlıkları sayarken nutuk tutuluyor.
Vicdan tüm kaldıraçları yıkmış altında hepimizi eziyor.
Tez zamanda yüce Rabbimizin yardımıyla en az kayıp ve hasarla atlatmak dileğiyle sağlıkcakla kalın…
Dokunamadığın sabahlarda yarın gözlüyorum
Bahar konarken her yere, çekmese de içimden üzülmek
Uzağım oldu yakınımken bir anda
İki ötemde onca sevdicek
Ahmet KİRAZ