Kimi yetmişinde erer bu işe
Kimi otuz beşinde
Kimiyse daha yedisinde
Kim neydi neredeydi adına tadına namına kandıklarım
Silinir silinir de bir dirhem kalmaz silinmez dediklerim
Ah yanar öyle yanar sönmüş yüreğim
Nefes nafile
Oflar nafile
Pişmanlıklar nafile
Ve sonra lâl dil aşka gelir
Derde ekleyen midir
Merhem midir
Unutmak mıdır bilinmez
Evvel vaktin hasretine bir türkü dolanır diline
Doğmaz oldu güneş
Bitmez oldu gece
Çalmaz oldu kapım
Şehrin hatırası kaldı bir başıma benimle
Ben de evvelden cevval idim
Gece gündüz gezer idim
Yorulmak nedir bilmez idim
Şimdi kaldım bir başıma kendim ile
Dil söyler gönül yorulur
Hasret çektikçe yoğrulur
Ahmedi der bu nice yorgunluktur
Cahil oldum bunca okumaklığa bu dert ile
Ahmet KİRAZ
Vakt-i Hasret-i Kesret… için 1 cevap