ben sana şiir yazar ve
pantolonunun cebine iliştiririm/
yine ben bulurum 3 gün sonra, şaşırmış gibi yaparım.
eski evler birbirine yaslanırken yorgunluktan
sen hiçbir fotoğrafa gelmezsin/ bugün beklerim.
bu arada bugün-
ne oldu biliyor musun?
kanatlarım olduğunu fark ettim,
yanıyorlarken!
ben bu anakaranın neresin de yim sevgilim
olmam gereken yer uzak mı çok
tüm zamanlar gibi düşüyorken,
benden ne istiyorlar?
başaşağı olan şiirden fazlası/ hatta
yarım kalan 5 roman,
oysa senin kadar güzel olan çok az şey var.
çok şairden ilham alıyorum, çoğunu katıyorum tozlu harflere
yine de
yine de yıldızları basamak tutup sen yürüyorsun.
sesimi çıkaramam ki, göğe kadar haklısın yerden
bilsem cümlelerimi, adım adım kovalardım noktalamaların tümünü/ ben de.
özgürlüğün ne denli elleri olduğunu tuttuğumda anlamıştım seni,
parça parça düşüyorsun bedenime/ her bir
her bir parçan, tasvirlere ziyafet yüz güldürüyor.
günce belliyorum şiirleri, dudaklarımda da şarkın
yazıyorum/ parmaklarım es verdikçe.
şubat’ı vuruyor yelkovan,
ben de ismimin yelkovan olmasını isterdim
tüm şubatlara hem de.
ev diyorum ev
erbaş kızıyor ki bu en alâ hakkı
iki çekyat, dört duvar, beş de çatala ev mi olur?
sahi,
ne zaman öğrenirsiniz bilmiyorum ama,
ben de bitiremiyorum işte şiirlerimi.
Kübra SAKLIKAYA