Maniler ve Bilinmeyen Dünyaları…

Lise yıllarımı rahmetli dedemin yanında okudum. Geçmişin zorluklarını onların ağızlarından bire bir dinleme şansım oldu. O nesil ile bugün arasında öyle bir uçurum var ki bunu kelimeler anlatamaz.

Lakin o dönem bana komik gelen maniler aslında o devrin anlatıcılığına çoktan soyunmuş da beni keşfedin diyor gibi. Mesela o dönemden bir mani ile bu tespiti şu şekilde daha net ortaya koyabiliriz.

Manici başı mısın
Cevahir taşı mısın
Bir mani de sen söyle
Ağzına kavut mu aldın

Kavut: Ahlat’ın değirmende çekilerek un ile karıştırılması suretiyle yapılan ekmek.

Ahlat: Çöğürdük tarzı bir küçük armut cinsi. Olgunlaşmadan tüketilmesi imkansızdır.

Şimdi bu manide ne var diyeceksiniz. Bu mani kıtlık çekilen o zamandan bir unsuru anlatıyor. Yani Kavutu…

İnsanlar unun yokluğunda açlıklarını gidermek için dağlardan ahlatları toplayıp değirmende üğütmek suretiyle azıcık un ile karıştırarak ahlattan ekmek yapıyorlarmış. Bu ekmeğe de kavut demişler. Kavut o kadar sertmiş ki çiğnerken ağızda büyürmüş ve zor yutarlarmış insan.

İşte bu yüzden bu maniyi söyleyen kişide karşısındaki suskunluğuna atıfta bulunmak için ” Ağzına Kavut mu Aldın ” demiş…

Şimdi sizde bu gözle manileri bir bakın ve arzu ederseniz bildiklerinizi paylaşın. Bakalım hangi dünyalar çıkacak altından…

Ahmet KİRAZ

Bu yazı Bir Söz Bin Öğüt... kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.