Kitap 2018 basım ve 263 sayfadan oluşuyor. 5 farklı kapak tasarımına sahip olsa da, ben klasik davranarak beyaz kapaklısını seçtim. Son zamanlarda okuduğum 3 kitapta hippi mevzusu açıldığı için, merak ettim ve okumaya karar verdim. Kitap aslında, iki-üç kişinin isim değişimi dışında gerçek olayları ele alıyor. Otobiyografik bir yönü var yani. 3. şahıs seslendirme kullanılmış. Amsterdam’dan başlayıp Katmandu’da sonlanması gereken, ancak İstanbul’da Sufizm ile son bulan bir seyahat okuyorsunuz.
1970 yapımı, ‘Tatlı Meleğim’ isimli Yeşilçam filmini düşünüyorum şimdi. Ediz Hun ve Türkan Şoray başrolde. Hippi ismini ilk bu filmi izlediğimde duymuş olmalıyım. Filmden ve ABD çıkışlı Hippi felsefesinden , bu yazıda bahsetmeyeceğim. Filmi izleyip, konuyu araştırabilirsiniz.
Bu kitap bir felsefe kitabı ya da bilgi vermeyi amaçlayan bir öğreti kitabı değil. Yazarın 20’li yaşlarında düşündükleri, cesaret ettikleri ve yaşadıklarından ibaret bir kitap. Keyif veren maddeler hakkında fazlasıyla net detaylar olsa da, bence beklentilerinizi düşürün ve bir anı okumaya kendinizi hazırlayın.
Mekan ve ruh tahlilleri başarılı olsa da, kitabın dili ve anlatımı oldukça basit. Konular fazlasıyla yüzeysel işlenmiş. Yan karakterler olaya fazla dahil edilmemiş; Jacques ve Marie hariç! Benim içim tam bir karmaşa oldu. Bir anda Paulo yok oluyor ve baba-kız hikayesi okumaya başlıyorsunuz. Bütünlüğü bozan, anlam veremediğim bir geçiş oldu açıkçası. Siz okuyunca ne düşüneceksiniz, merak ediyorum!
Son söz: Yazarın diğer kitapları kadar beni etkileyemediğin için üzgünüm HİPPİ.
Yorumlarınızı ve katkılarınızı bekliyorum.
ZEYNEP SERAP BERKTAŞ
