Şizofrenik Masal…

Nefes aldığımı sanıyordum.
Boğazımdaki düğümleri görmüyordum tabii o zamanlar.
Şu an bile çözemiyorum zaten.
Boğazımdaki düğümleri,kafamdaki düşünceleri,kalbimdeki duyguları,o kadını,o kokuyu…
Tokuşur bana rastlamadan önce kalbindeki prenses.
Bu yüzden hep ben gibi konuşursun,sen gibi değil.
Sensen zaten beni benleştirmeyen,bunu da sen çöz ben değil.
Hem…senin kalbindeki saçsız,uyku tutmaz ve çirkin prenses içmekten sarhoş olur.
Ben,sen beni sarınca hoş olurum.
Hoş olurdu ya,şimdi şu kapıdan girsen sarılırım derim.
Karşına gelince de sanki akrep yelkovana tur atmış gibi bana anlamsız baktığını görünce
Bitti derim.Bitmişim derim.Bitirmişsin derinden.
Diyorum da,kör birinin ilk gördüğü olay olsaydık biz,
Görme sevincini arka plana atar ve üstünkörü bakardı.
Sağır birinin ilk duyduğu ses olsaydı hıçkırıklarım,
Tıkaç takardı kulaklarına.
Kanarcasına ittirirdi bir de bir daha duymak istemezcesine.
Dilsiz birinin ilk cevap verdiği soru olsaydı neden akıl hastahanesinde olduğum,
Bana diğer ikisinin olmadığını söylerdi.
Şizofrenik şarkılar da var benim gibi;
Notaları yok mesela.
Şizofrenik duygular da var;
Sen dışında sevdiğin kişi bile görmez.
Dünya…
Zaten kendisi şizofrenik takılır dünya.
Bir de taşlar takılmasa şu dipsiz kuyuna.
Ah dünya!
Dilsiz…huyu ya.Sissiz pusularda bile beni aramazdın.
Dipsiz kuyu diye bildiğim 2 santimlik çukurmuş meğersem.
O da cenaze arabasının tekerleklerinin çöktüğü nokta.
Yazdığım not da bi intihar mektubu değildi aslında.
Her insanın içinde bi çocuk vardır ya.
İşte o çocuğu aldırma dileğimdi o benim.
Yaşımı büyük görenler düşüncelerime taparlar herhalde tanrı diye.
Bu kahır niye? Herkesin var bir gideni zaten.
O yüzden,tanımadığın birine sen beni anlayamazsın diye bağırma asla.
Bağrına alsan bile onun gönlünü alamazsın.
Eğer onun gideni çoksa,utanırsın gideninin yaşından.
Şükredersin yiğidinin toprağından taşına kadar.
Bedenini bütün olarak görmüşsen sevdiğinin,
Nefesini tütün sararak gömmüşsen kendinkinin,
Asla bağırma tanımadığına sen beni anlayamazsın diye.
Ben sevdiğimin parçalarını tek tek toplamaya koyuldum.
Koyundum ben koynuna girince ama kınalı kuzum al kana boyanmış.
Kına diyenler çoğalmış sırf üzülmeyeyim diye.
Kan demiyorlar.
Ben ne desem boşa gider şimdi.
Parça parça aradığımda kalbini bulamadım diye kalbimi koymuştum morga.
Zaten kalbim çoktan ölmüştü benim de.
Bedenimde saklamıştım kokmasın diye.
Korkmasın diye çocuklara anlatmadım tabii.
Ama aşık olup döneceklerdi onlar da bu soğuk morga.
Boğuk sesleriyle bağırmaya çalışacaklar neden diye.
Neşem yerinde değil uğraşma benimle.
Uğraşına senin de!
Bak oğlum hayat sapık gözlü!
Çıplağı alır.
Hayat kurnaz!
Güçsüze oynar.
Hayat hain!
Arkandan vurur.
Armandan gurur duyacaksın diyecekler zorla.
Benim armam kalbim.
Söktüm sevdiğim için.
Bu kalp onundu zaten.
Hiç benim olmadı.
Bir gün…
Ah oğlum!
Bir gün volta atarsam mahallemde,
Kalpsiz,iğrenç,şerefsiz!
Diye bağırırlar arkamdan.
Benim şizofrenik masalımı bilmeden konuşurlar oğlum.
Bu yüzden,
Tanımadığın birine asla sen beni anlayamazsın diye bağırma!

Emin Yurtgül

Bu yazı Mehmet Emin Yurtgül, Şair Durağı kategorisine gönderilmiş ve ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Şizofrenik Masal… için 1 cevap

Yorumlar kapalı.