
Aynı gök kubbenin altında kuruyoruz hayallerimizi
Kelimelerimizin yettiği,
Gözlerimizin gördüğü kadar her şey.
Bir dağın başından bakıyoruz mesela batan güneşe,
Sırtımızda bir kamp ateşi, tenimizi ısıtan.
Karşımızda,
sarp dağların arasında masmavi uzanan su birikintisi
Hava sarı ve kırmızı, birbirine geçmiş turuncuya çalar.
Ayaklarımızda taze bitmiş ot kokusu
Kafan omzumda, burnum saçında.
Kodluyorum kokunu tüm hücrelerime,
Yokluğunda lazım olacak çünkü.
Rakı bardaklarımız dolu
Önümüzdeki ağaç kütükte duruyorlar.
Henüz birer yudum alındılar,
Dilimizde bir Müzeyyen Senar şarkısı
Şarap mahzende yıllanır
Düşünürken bile her şey kusursuz.
Zararı yok olmasa da,
Aynı hayali kurmayı başarabildik mi?
Aynı anı yaşadık mı?
Aynı şarkıyı hissedip,
Aynı kokuları duyumsadık mı?
Olur da bir gün gözlerini kapatır geriye dönersin
Ben hala, kamp ateşine sırtını vermiş,
Elinde bir yudum alınmış rakı kadehim,
Dilimde Müzeyyen Senar’ın şarkısı ile seni bekliyor
olacağım.
Aynı hayali kurmak için.
Cüneyt Gülen